Bugun...



Sultan Baybars

Baybars’ı, Osmanlı ya da Selçuklu Sultanları kadar tanımıyoruz. Oysa, bu büyük sultan kuşkusuz daha çok tanınmayı hak etmektedir. O halde gelin dönemin süper gücü Moğol (İlhanlı) Devletini, Ayn Calut ta ve Elbistan Ovasında iki kez perişan eden büyük Türk Sultanı Baybars (1223- 1277)’ı daha yakından tanıyalım.

facebook-paylas
Tarih: 28-12-2024 20:40

Sultan Baybars

Baybars’ı, Osmanlı ya da Selçuklu Sultanları kadar tanımıyoruz. Oysa, bu büyük sultan kuşkusuz daha çok tanınmayı hak etmektedir. O halde gelin dönemin süper gücü Moğol (İlhanlı) Devletini, Ayn Calut ve Elbistan Ovasında iki kez perişan eden büyük Türk Sultanı Baybars'ı (1223- 1277) daha yakından tanıyalım.
Kıpçaklar, Türk Boyları arasında en açık tenli, genel de kumral ve gök gözlü bir boy olarak bilinir. Baybars, uzun boylu, gök gözlü, kumral Bir Kıpçak Türküdür. Kıpçak ülkesinde doğdu. Kıpçak kabilelerinden Borçoğlu veya Borlu kabilesine mensuptur. Kıpçak ülkesine yapılan saldırılardan birinde esir düştü. Esir olarak önce Sivas’a, daha sonra Halep’e ve Şam’a (Dımaşk) götürüldü. Bugünkü Suriye ve Mısır’da o dönemde Eyyubi Devleti hüküm sürüyordu. Şam’da bir kuyumcuya satıldıktan sonra Hama şehrine götürüldü. Hama’da Eyyubi hanedanına mensup biri tarafından satın alındı ve onunla Kahire’ye gitti. Bu şehirde Eyyubi ordusunda bulunan “Bahriyye Memlükleri”ne katıldı. Kısa zamanda kendini göstererek Bahriyye Memlükleri’nin önde gelen liderleri arasına girdi. Memlükler; Eyyubi Devleri içinde bulunan gulam askerleridir. Köledirler ama asker oldukları için bir nevi imtiyazlı kölelerdir. Aynı zamanda Eyyübi ordusunun temeli olan bu Gulamlar, Kafkasya kökenliydi ve özellikle Kıpçak, Adige, Gürcü, Kuman, Tatar, Karaçay ve Dağıstanlı askerlerden oluşuyordu.
Bu askerlerin çoğu Moğolların esir alıp köle olarak sattığı askerlerdir. Adigeler (Çerkezler) ve Gürcüler hariç diğerleri tamamen Türk’tü. Baybars, birçok savaşa katıldı ama “Mansure Meydan Muharebesi”nde (1249) Haçlı ordusunun yenilmesi ve Fransa Kralı IX. Lois’in esir edilmesinde gösterdiği inanılmaz dehası O’nu adeta bir destan kahramanı haline getirmiştir.
Baybars, Eyyubi Devleti’nin hizmetindeydi, fakat Eyyubi Devleti’nde hanedan içinde problemler vardı. Eyyubi Sultanı Turanşah bu problemler fırsat bilinip ordudaki Türkler tarafından tahttan indirildi ve böylece Memlukler Devleti (ed-Devletü't-Türkiyye) kuruldu. Bu süreçte Baybars çok aktif bir rol üstlendi (1250).
Komutanlar İlk Memluk sultanı olarak Eyyubi Sultanı Salih’in dul eşi olan ve bir Türk olan Seçer ed Dürr’ü seçtiler. Böylece Mısır’da Türk Memluk Devleti resmen kurulmuş oldu. Fakat Kadın Sultan, Arap ve Müslümanlar için çok kabul edilebilir bir şey değildi. Bu sebeple Suriye’de İsyanlar başladı ve devlet bölünme sürecine girdi. Bunun üzerine Seçer, Aybek et-Türkmânî ile evlenerek saltanatı ona bıraktı (Haziran 1250).
Memluklerde iki askeri eğitim okulu bulunuyordu Birincisi Bahri adı verilen okul ve mensuplarına “Bahri” deniyordu, ikincisi ise Burci Ekolu ve mensuplarına “Burci” deniyordu. Aslında bunlar birbirine iki muhalif okul gibi kabul edilebilir. Tahta Bahri Memlükler’e karşı olan “Aybek” geçince, bu döneminde kendisi de bir “Bahri” olan Baybars, Aybek’in Bahri Memluklerin Başkanı “Aktay’ı” öldürmesinin ardından Kahire’den kaçıp Suriye’ye geldi (1254).
Bu arada Moğol tehlikesi Anadolu’da olduğu kadar Suriye’de de mevcuttu, Moğollar Hulagu komutasında Irak'a gelip Bağdat’ı yakıp yıktı, bilim yuvası Beyt’ül Hikme’yi yok etti ve Abbasileri tarih sahnesinden sildi (1258). 
Aybek ölünce tahta tecrübesiz ve küçük oğlu geçti, bunun üzerine Saltanat Naibi “Kutuz” genç sultanı tahttan indirdi ve Memlük tahtına oturdu. Kendisi de bir “Bahri” olan” Kutuz, tahta geçince (1259) Baybars’ı tekrar Başkomutan olarak atadı. Baybars Başkomutan olsa da Moğol tehlikesine karşı stratejiler geliştirmek ve hazırlıklar yapak için Suriye’de kalmaya devam etti. Moğol tehlikesi giderek yaklaşıyordu. Nihayet Moğollar Memluk topraklarına dayandı. Savaş artık kaçınılmazdı. Başkomutan Baybars’ın Memluk Ordusu ve Moğol ordusu “Ayn-ı Calut Meydan Muharebesi” nde karşı karşıya geldiler (3 Eylül1260).
Büyük Komutan, efsanevi komutan Baybars’ın stratejisi ile Moğol ordusu perişan edildi. Bu, şımarık Moğol ordusunun ilk yenilgisidir. Baybars ismi gerçek bir efsaneye dönüştü, artık o “İslam’ın Büyük Mücahidi ve Hamisiydi”. Haçlıları ve Moğolları püskürten, perişan eden, kralları, ilbeylerini esir alan Başkomutan Baybars ismi halkta ve devlet kademesinde artık en ön sıradaydı.
Sultan Kutuz, savaş öncesinde savaşın zaferle sonuçlanması durumunda Baybars’a verdiği sözleri zaferden sonra tutmadı. Mesela Halep’i ve bazı önemli şehirlerin emirliğini Baybars’a vermeyi vaat etmişti. Baybars bu durumun sonunun nereye gideceğini biliyordu ve arkadaşlarıyla beraber Kahire yolunda el -Salihiye’de Sultan Kutuz’u bir suikast düzenleyerek öldürdü ve sultanlığını ilan ederek “Ayn-ı Calut” Savaşının muzaffer komutanı ve “Memluk Devletinin yeni Sultan’ı” olarak Kahire’ye gitti (24 Ekim 1260) ama devasa sorunlar vardı. Mısır ve Suriye’den oluşan devlette tam bir birlik yoktu. Ayrıca Baybars’in dış düşmanları olan Moğol, Haçlı ve Ermenilerin her zaman için ortak hareket etme ihtimalleri bulunmaktaydı. Bu nedenle Baybars ilk olarak iç birliği sağlamaya çalıştı. Kutuz döneminde farklı coğrafyalara kaçan “Bahri Memluklüleri” bir araya getirdi. Eyyubi dönemi ileri gelenlerinin başlattığı ayaklanmaları bastırdı. Vergi affı çıkardı ve vergileri düşürerek halkın gönlüne girdi. En stratejik hamlelerinden biri de Moğollar tarafından öldürülen halifenin “Meşru halefini” Kahire’ye getirtmesi oldu. Getirtmekle kalmayıp biat etti. İslam alemi meşru Hlhalifenin Kahire’de olduğunu kabul etmiş ve Kahire İslam aleminin kalbi olmuştu. Dolayısıyla Sultan Baybars da artık Müslümanların en saygı duyduğu sultandı.
Altınordu Devleti hakanı “Berke Han”, İslam’ı kabul edince onunla güçlü bir ittifak kurdu. Bu Moğollar’a karşı ona güç katmıştır. Sultan Baybars sadece savaşçı değil büyük bir devlet adamı ve stratejistti. Çukurova’daki Ermeni devletini, Mısır ticaretini baltaladığı için çok sayıda sefer düzenleyerek perişan etti. Çukurova’nın Türkleşmesinde büyük rol oynamıştır. Bugünkü adıyla Bayırbucak Türkmenlerini, özellikle Suriye ve Kerkük’te ve civar bölgelerdeki diğer “Türkmenleri “bu bölgelere yerleştiren ve yurt yapmalarını sağlayan da Baybars’tır.
Baybars, 17 yıllık sultanlığı süresince Suriye’de Avrupalıların hakimiyetini bitirmiş ve Suriye’den Haçlı artığı ve destekçisi Hristiyanları temizlemiştir. Bilim, sanat ve mimari anlamında çok önemli işler yapmış. Başta Kahire olmak üzere önemli mimari eserler kazandırmıştır.
Moğollar (İlhanlılar) 1243 yılındaki galip geldikleri Kösedağ savaşından sonra Anadolu’da Selçuklu Devleti’ni kontrolü altına alıp, devletin başına bela olmuştu. Kendi siyasi durumdan endişe eden ve Selçuklu devletinin de Moğol boyunduruğundan kurtulmasını isteyen vezir “Süleyman Pervane” ve diğer Selçuklu vezirleri gizli gizli Baybars’a yardım isteyen mektuplar gönderdiler. Esasında Baybars İslam Dünyası üzerindeki bu Moğol belasından çok rahatsızdı ve bunları bölgeden uzaklaştırmak istiyordu.
Gecikmeli de olsa davete icabet eden Baybars müthiş ordusuyla Anadolu’ya gelmiş, Elbistan Ovası'nda Moğol ordusuyla karşılaşmış ve her girdiği savaşta olduğu gibi Moğolları perişan etmiştir (1277).
Savaştan sonra Kayseri’ye yönelmiştir. Askerler Anadolu’da asla yağmalama ve ahlaksız bir tutum sergilememiş, hayvanların yem ihtiyacı dahil her şeyi ücretini ödeyerek almıştır. Bu Baybars’ın milletine ne kadar saygılı ve ahlaklı biri olduğunun da bir göstergesidir. Kayseri’de Selçuklu tahtına oturmuş, adına hutbe okunmuş ve sikke bastırılmıştır. Fakat geliş nedeni aslında Selçukluya destek olmaktır. Ardından Sivas'a geçmiştir. Ama Selçukluların yönetim kademesi, başta kendisini davet eden Pervane olmak üzere, sultan ve vezirleri piyasada yoktur. Hiçbiri Baybars’ı karşılamaz. Teşekkür ve tebrik etmez. Baybars Anadolu halkıyla başbaşa ve yalnız bırakılmıştır. Koca ordunun giderlerini karşılayamamaktadır.
Türkmen Beyleri dışında kimse kendisine siyasi destek de vermeyince Selçuklu idarecilerinin ikiyüzlü tavırlarına güvenemeyeceğini anlamıştır. Ayrıca İlhanlı tahtında bulunan Abaka Han’ın büyük bir orduyla gelme ihtimali ve Kahire’den çok uzun zamandır uzak olması onu huzursuz etmektedir. Tüm bu nedenlerle Selçuklulara küskün ve kızgın olarak dönüş kararı almıştır.
Abaka Han da Baybars’tan intikam almak niyetiyle, 30.000 kişilik bir orduyla Anadolu’ya geldi. Pervâne, III. Keyhüsrev ile birlikte Abaka’yı önünde yer öperek karşıladı. Abaka Han Pervane’nin boynunu vurdurttu. Yaz olduğu için Memlûk seferinden vazgeçip hırsını Anadolu’yu talan ederek alan Abaka’nın, Anadolu’da 200.000 insanı öldürttüğü söylenmektedir. Anadolu’dan ayrılan Baybars dönüş yolunda Şam’da iken zehirlenerek ya da dizanteri nedeniyle vefat etmiştir (1277).
Baybars, devlete merkeziyetçi bir yapı kazandırmaya çalıştığı gibi bütün ülkeyi düzenli bir yol şebekesiyle Kahire’ye bağladı. Mükemmel bir posta teşkilâtı kurdu, ordusunu yeni silâhlarla donattıktan başka İskenderiye, Kahire, Dimyat tersanelerini genişletti. “Hâdimü’l-Haremeyn” sıfatını kullanan ve önceleri taşıdığı “Rükneddin” unvanını, Hristiyan ve Moğollara karşı kazandığı zaferler dolayısıyla “Seyfeddin” şeklinde değiştiren Baybars’ın, ayrıca Suriye’nin çeşitli yerlerine Türkmenler’i yerleştirdiği, Türk Memlükleri çoğalttığı, Türk geleneklerine değer verdiği, Berke Han’ın kızı ile evlendiği ve veliaht olarak ilân ettiği oğluna özellikle Türk adı vermesinden de anlaşıldığı üzere güçlü bir ulusal bilince sahipti. Baybarsi yaptığı işlerle Ortadoğu’da Osmanlı döneminde sağlanan ve bölge tarihinde hiç yaşanmamış olan 400 yıllık barış döneminin de temellerini atmıştır.
 
Dr. Tolga Tanolcay
 
KAYNAKLAR
1. Memlûkler'ın Baybars Zamanındakı (1360-1377) Surıye, Çukurova Siyasetı ve Bu Siyasetin
Çukurova'nın Türkleşmesindeki Rolü (Cüneyt Kanat).
2. Mısır Türk Sultanı Baybars ve Anadolu’ya Gelişi (Kemal Göde)
3. Türkiye Selçukluları, Mısır Memlukleri ve Altın Orda Devleti’nin İlhanlılara Karşı Kurduğu
İttifak (Mehmet Suat Bal)
4. Memlûk Sultanı I.Baybars’ın 1277 Yılındaki Anadolu Seferi (İbrahim Güneş)
5. Baybars Zamanında Memluklü-İlhanlı İlişkileri (Cüneyt Kanat)
6. İBN HALDUN’DA MEMLÛK ASKERÎ TEŞKİLÂTI (Altan Çetin)
7. The Sultan, The Tyrant, and The Hero: Changing Medieval Perceptions of al-Zahir Baybars
(Amina A. ELBENDARY)
8. Güneş, İ. (2010). Memlûk Sultanı I. Baybars’ın 1277 Yılındaki Anadolu Seferi. Fırat
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(2).
9. https://islamansiklopedisi.org.tr/baybars-ı



Bu haber 78 defa okunmuştur.


FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER TARİH Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
YAZARLAR
HABER ARŞİVİ

Web sitemize nasıl ulaştınız?


HABER ARA
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YUKARI YUKARI