Veli AY
Ütopyaya Yolculuk, 2016 yılında Epsilon Yayınevi tarafından yayımlanmış. Kitabın editörlüğünü Yağmur Yavaş Aydın, resimlemesini Mehmet Sağbaş üstlenmiş. En son 19. baskısını gördüm. Renkli kapak tasarımında bu yolculuğa sebep olan yeşil makineye, ütopyadan bir kesite ve kahramanın oradaki yol arkadaşı “Kitap” karakterine yer verilmiş.
Arka kapağında ise sanat eseri sayılabilecek zeplinler ve serinin diğer kitapları renkli olarak yer almış. Arka kapakta kitabın içeriğine dair gayet yerinde bir bilgilendirme yapılmış: “On sekiz saat süren bir eve dönüş macerası…” Kitapta 25 başlık ve içeriğe uygun 14 farklı görsel bulunuyor.
Yazar; kirlenen, zehirlenen dünyamızın varacağı daha kötü durumları dikkate alarak kurgulamış eserini. Zehirli gazlar, kimyasal atıklar yüzünden insanların nefes alamadığı, ağaçların ve kuşların doğal ortamlarında yaşayamadığı bir dünya. Deniz sularının arıtılıp, şişelenip satıldığı hatta havanın bile satıldığı bir dünya.
Kahramanımız Mavi, dünyanın bu durumuna göre nispeten şanslı grup içerisinde. Babası, Derin Uzay Araştırma Merkezi ve Oksijen parkları sayesinde “paraya para demiyor.” Mavi’nin bu zenginlik içerisinde Harika Öğrenci Seçme Sınavı dışında başka dertleri de var. Hamburger havuzunda yüzememesi, çekmecesindeki cipslerin azalması, cep telefonunun en son çıkan modelini henüz alamaması ve obezite gibi. Annesinin günde bir saatini kitap okumaya ayırması ve kocası ile olan anlaşmazlıklarında çocuğunun olmadığı bir ortamda konuşmayı tercih etmesi önemli ayrıntılar.
Olaylar Mavi’nin, babasının iş yerindeki gizli bir proje olan yeşil makineye girmesi ve yanlışlıkla bir düğmeye basıp ütopyaya gitmesiyle başlıyor. Ütopyaya gittikten sonra dönmesine kadar geçen on sekiz saatlik sürede kahramanımız Mavi ile Kitap’tan -ütopyalı turuncu saçlı kız- ütopya hakkında bilgiler ediniyoruz:
Dışarıda insanların nefes alabileceği, hayvan ve bitkilerin doğal ortamlarında yaşayabileceği kadar temiz hava var. Sular doğal kaynağından içilebiliyor. Et yemiyor, bitkisel ürünlerle besleniyorlar. İnsanlar ağaç evlerde, ahşap eşyalar kullanarak yaşıyor. Petrol ve türevlerini kullanmayarak, doğayı koruyarak yaşıyorlar. Atmosfere zararlı parfümler yerine çiçeklerin doğal kokusunu tercih ediyorlar. Hayvanat bahçesi yerine hayvanların eğlenip hoşça vakit geçirdiği hayvan bahçeleri bulunuyor. Bunların yanında sağlıklarını korumak adına atıştırmalık olarak meyve ve sebze tüketip spor yapıyorlar. İlla ki kullanacaklarsa araç olarak toplu taşımayı tercih ediyorlar.
Gelişmiş teknolojilerinde güneş enerjisini kullanıyorlar. En küçük çöpü bile niteliğine uygun olacak şekilde ilgili çöp kutularına atıyorlar. İnsanın doğayı koruduğu ve onunla uyumlu yaşadığı daha pek çok örnek sayabiliriz.
Ütopya, TDK Güncel Türkçe Sözlük’e göre “Gerçekleştirilmesi imkânsız tasarı veya düşünce.” Yazarımız Şöhret Doğruyol Sağbaş, kitabında/ütopyasında insanla doğanın mükemmele yakın uyum sağladığı bir dünya hayal etmiş. Ütopyada eğitim sisteminin üretmeye, kendini gerçekleştirmeye, sorumluluğun öğrenciye verilmesine dayalı olması dikkate değer bir husus. Tüketim çılgınlığı yaşamayan bir ütopya görüyoruz karşımızda.